Canboladoğlu ailesi Halep ile Kilis arasında uzanan bir coğrafya içine yayılmış, mahalli idarede söz sahibi olan bir aileydi. Bulundukları mevkii devlet merkezine olan uzaklığı sebebiyle Osmanlı Devleti için yönetimsel anlamda bir sorun haline dönüşmüş, otorite boşluğunun hissedildiği bir bölgeydi. Bölge birçok ticaret yolu üzerinde bulunması sebebiyle vergilendirme konusunda yüksek fiyatların oluşu bu bölgede söz sahibi olan mahalli aşiretlerin güçlenmesine sebep oluyordu. Nitekim İran seferleri ile uğraşan Osmanlı Devleti, bu bölgede güçlenen Canboladoğlu ailesine karşı sessiz kalıyordu. Bu ailenin kökenlerini kuran Canbolad Bey, Sultan I. Selim döneminde bu bölgelere iskân edilmiş aslen Kürt olan bir aşiret lideriydi.[1]
1604
yılında Cigalızade Sinan Paşa’nın emri ile İran seferine katılan Canboladoğlu
Hüseyin Paşa’nın sefere geç iştirak etmesinden dolayı idam edildi. Bu olaydan
sonra Hüseyin Paşa’nın yeğeni olan Canboladoğlu Ali, Kilis civarına gelerek bu
bölgede bir isyan başlattı.[2]
Canboladoğlu Ali Suriye’deki aşiret beyleri ile anlaşmalar yapmış bunun yanında
Mekke ve Medine’ye giden yolları kesmişti. Payitaht Canbolatoğlu Ali mevzusunu
siyaseten çözme peşindeydi. Bu amaçla ona on bin kişilik askeri desteği
karşılığında Halep beylerbeyliği makamı teklif edildi. Payitaht ile pazarlık
masasına oturan Canbolatoğlu, 1606 yılında Osmanlı Devleti’ne altmış bin
kişilik ordu desteğine karşılık Halep Beylerbeyliği makamına getirildi. Göreve
geldiği ilk zamanlar otoritesini güçlendirmek adına İran Şahı ve Toskona Büyük Dukası
ile anlaşma yaptı. Bu anlaşmalar ile isyan artık diplomatik bir sorun haline
bürünmüştü. Alınan destekler neticesinde Canboladoğlu Ali Halep’te kendi
divanını kuruyor, kendi askeri teşkilatlanmasını yapıyordu.[3]
1606
yılı içerisinde Canboladoğlu Ali kendi adına para bastırıp hutbe okutmuş ve
bağımsızlığını ilan etmişti. Devlet içinde teşkilatlanmayı Osmanlı tertibatının
aynı düzenini kurmuştur. Yeniçeri ve Sekban düzenleri ile ordu düzenini
ayarlamış, sekbanları altmış iki bölüğe ayırıp, her birine bir çorbacı adında
ağa tayin etmişti. Atlı ve yaya birliklerden oluşan ordusuna maaş bile verir
olmuştu.[4]
Bu
dönemde Avusturya ile Zitvatorok Anlaşmasını imzalayan Vezir-i Azam Kuyucu
Murad Paşa süratle Canboladoğlu’nun üzerine ilerledi.1607 yılına gelindiğine
Kuzey Suriye’de bulunan Oruç Ovasında iki taraf karşı karşıya geldi. Bu
muhasarayı Kuyucu Murad Paşa kazanmıştı ve asilerden yüz bin kadarını ve 48’e
yakın zorba başını öldürmüştü. Kuyucu Murad Paşa tarafından yakalanıp İstanbul’a
getirilen Canboladoğlu Ali, Sultan I. Ahmed ’in huzuruna çıktı kendisine
isyanının nedeni sorulduğunda, masum olduğunu onun çevresinde bulunan zorbaları
durduramayıp başlarına geçtiğini ve onların baskısı ile hareket ettiğini
söyledi. Yapılan savunma neticesinde affedilen Canboladoğlu Ali Temeşvar
beylerbeyliğine tayin edildi. Temeşvar’da görevindeyken halka yaptığı zulüm ve
eşkıyalıklardan dolayı Canboladoğlu Ali Belgrad’a kaçtı. Bu süreçler yaşanırken
Kalenderoğlu isyanını bastırmış olan Kuyucu Murad Paşa olanları öğrenince
ortalıkta celali eşkıyası bırakmamak adına Belgrad Muhafızı Kadı Ali Paşa’ya
Canboladoğlu Ali’nin öldürülme emrini vermiştir. Nitekim 1610 yılında
Canboladoğlu Ali idam edilmiştir. Bu isyan ile birlikte celali zorbalarının
başı kesilmiştir. Bu dönemden sonra Sultan II. Osman’ın kan davacısı olma
gayesi ile Erzurum’da çıkan Abaza Mehmed Paşa İsyanı ’da Kuyucu Murad Paşa
tarafından bastırılmış ve isyan sonrası Abaza Mehmet Paşa Bosna Beylerbeyliği
’ne tayin edilmiştir. 1611 yılında Kuyucu Murad Paşa’nın ölümü sonrası çıkan
mahalli isyanların dışında Sultan IV. Murad’ın sağlamış olduğu otorite devlet
nizamını tekrardan sağlamıştır. Sultan IV. Murad’ın 1640 yılında ölümünden
sonra Köprülüler ailesinin devlet ricaline kadar gelen süreçte yaşanan
Haydaroğlu, Abaza Hasan Paşa ve Katırcıoğlu Mehmed isyanları gibi Anadolu
eşrafına zarar veren ve “Celali” nitelendirmesini taşıyan isyanlar da
bulunmaktadır. Büyük Celali Ayaklanmaları neticesinde çıkan ve “Celali”
niteliğine sahip olan bu isyanlar devletin yıkılmasına kadar giden sürecin bir
yol haritasıdır.
0 Yorumlar