#Ad Code



Deli Hasan İsyanı

Karayazıcı’nın ölmesi ile birlikte başı boş kalan Celali birliklerinin başına Karayazıcı’nın kardeşi olan Deli Hasan geçmişti. Devlet sadrazam Yemişçi Hasan Paşa önderliğinde Avusturya ile savaştığı için Anadolu içerisinde gelişen faaliyetlere gerekli dikkat verilemiyordu. Bu süreci fırsata çeviren Deli Hasan dağılan birlikleri topluyor ve Kapıkulu ocağı nizamıyla ordusunu tertip ediyordu. Emri altında Şahverdi, Yularkaptı gibi asi önde gelenlerinden isimlerin bulunması Deli Hasan’ın birliklerini güçlü kılıyordu. Payitahtta ise Osmanlı elitleri arasında ve saray içerisinde geçen tartışmalar yüzünden Anadolu’ya verilen ehemmiyet gitgide azalmaktaydı. Bu dönemde Tokat’ta buluna Sokulluzade Hasan Paşa’ya karşı mücadeleye girişen Deli Hasan Tokat şehrini kuşattı. Tokat’ta leventleri tarafından ihanete uğrayan Hasan Paşa’nın askerleri taraf değiştirmiş ve o askerlerden birisinin tarif etmesi ile Hasan Paşa’nın her zaman istirahat için bulunduğu bir noktayı asilere söyledi. Bu konumun incelenmesi ile bir cami minaresinden tüfek ile yapılan atış sonucunda Sokulluzade Hasan Paşa vefat etmiş ve Tokat şehri asilerin eline geçmiştir.[1] 



Tokat kuşatmasının ardından Celali isyanlarına bastırması ile görevlendirilen isim Diyarbakır beylerbeyi Hadım Hüsrev Paşa oldu. Fakat başta Halep ve Şam olmak üzere güney askeri birlikleri Paşa’ya itaat etmeyince birlikler hareketsiz kaldı. Bu durumdan cesaret alan Deli Hasan Sivas önlerine gelerek köy ve kasabaları yağmaladı. Hadım Hüsrev Paşa’nın isyanı bastırma konusunda yetersiz kalması sonucu devlet Hafız Ahmet Paşa’yı da destek olması için görevlendirdi. Bu sırada Ankara’ya gelen Deli Hasan şehir halkından aldığı haraç ile şehri yakıp yıkmaktan vazgeçti. Deli Hasan’ın birlikleri Önce Kütahya’yı yağmalayıp Afyonkarahisar’ı zapt etti. Anadolu içerisinde gittikçe güçlenen Deli Hasan’ın birliklerinin sayısı otuz bin i bulduğu söylenmektedir. Osmanlı devleti hali hazırda içinde bulunduğu Avusturya savaşı neticesinde isyanı güç ile bastıramayacağını anlamış ve siyaseten bir çözüm arama peşindeydi. Bu sırada Deli Hasan emrindeki vekili Şahverdi’yi İstanbul’a gönderdi ve af diledi. Bu neticeyle Deli Hasan Bosna Beylerbeyi olmuştur. Devlet bu düşünce ile Anadolu içerisindeki gücü Rumeli’ye taşıyıp parçalama amacındaydı. Özsek ve Peşte de Avusturya ile savaşmasına rağmen birliklerinin devam ettirdiği zorbalık ve yağma tepki çekiyordu. Buna ek olarak Papa ile yaptığı yazışmalarda Resne kalesini yüz bin altın karşılığı satmayı teklif ettiği payitahtta duyulmuştu ve Bosna Beylerbeyliği görevinden alınan Deli Hasan Belgrad’a kaçmıştı. 1606 merkezden gönderilen Tiryaki Hasan Paşa tarafından Deli Hasan idam edilmiştir. [2]

Bu isyan ile birlikte Osmanlı Devlet ricali içinde eşkıya liderleri ile siyaseten yapılacak barış ve devlet kademesinde görevlendirmelerin devlet için faydasız olduğu inancı artmıştı.


[1] Mustafa Akdağ, a.g.e., İstanbul, Eylül 1995, syf.400-401

[2] Fatma Acun, a.g.e., syf.701

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement