Karayazıcı’nın ölmesi ile birlikte başı boş kalan
Celali birliklerinin başına Karayazıcı’nın kardeşi olan Deli Hasan geçmişti.
Devlet sadrazam Yemişçi Hasan Paşa önderliğinde Avusturya ile savaştığı için
Anadolu içerisinde gelişen faaliyetlere gerekli dikkat verilemiyordu. Bu süreci
fırsata çeviren Deli Hasan dağılan birlikleri topluyor ve Kapıkulu ocağı
nizamıyla ordusunu tertip ediyordu. Emri altında Şahverdi, Yularkaptı gibi asi
önde gelenlerinden isimlerin bulunması Deli Hasan’ın birliklerini güçlü
kılıyordu. Payitahtta ise Osmanlı elitleri arasında ve saray içerisinde geçen
tartışmalar yüzünden Anadolu’ya verilen ehemmiyet gitgide azalmaktaydı. Bu
dönemde Tokat’ta buluna Sokulluzade Hasan Paşa’ya karşı mücadeleye girişen Deli
Hasan Tokat şehrini kuşattı. Tokat’ta leventleri tarafından ihanete uğrayan
Hasan Paşa’nın askerleri taraf değiştirmiş ve o askerlerden birisinin tarif
etmesi ile Hasan Paşa’nın her zaman istirahat için bulunduğu bir noktayı
asilere söyledi. Bu konumun incelenmesi ile bir cami minaresinden tüfek ile
yapılan atış sonucunda Sokulluzade Hasan Paşa vefat etmiş ve Tokat şehri
asilerin eline geçmiştir.
Tokat
kuşatmasının ardından Celali isyanlarına bastırması ile görevlendirilen isim
Diyarbakır beylerbeyi Hadım Hüsrev Paşa oldu. Fakat başta Halep ve Şam olmak
üzere güney askeri birlikleri Paşa’ya itaat etmeyince birlikler hareketsiz
kaldı. Bu durumdan cesaret alan Deli Hasan Sivas önlerine gelerek köy ve
kasabaları yağmaladı. Hadım Hüsrev Paşa’nın isyanı bastırma konusunda yetersiz
kalması sonucu devlet Hafız Ahmet Paşa’yı da destek olması için görevlendirdi.
Bu sırada Ankara’ya gelen Deli Hasan şehir halkından aldığı haraç ile şehri yakıp
yıkmaktan vazgeçti. Deli Hasan’ın birlikleri Önce Kütahya’yı yağmalayıp
Afyonkarahisar’ı zapt etti. Anadolu içerisinde gittikçe güçlenen Deli Hasan’ın
birliklerinin sayısı otuz bin i bulduğu söylenmektedir. Osmanlı devleti hali
hazırda içinde bulunduğu Avusturya savaşı neticesinde isyanı güç ile
bastıramayacağını anlamış ve siyaseten bir çözüm arama peşindeydi. Bu sırada
Deli Hasan emrindeki vekili Şahverdi’yi İstanbul’a gönderdi ve af diledi. Bu
neticeyle Deli Hasan Bosna Beylerbeyi olmuştur. Devlet bu düşünce ile Anadolu içerisindeki
gücü Rumeli’ye taşıyıp parçalama amacındaydı. Özsek ve Peşte de Avusturya ile
savaşmasına rağmen birliklerinin devam ettirdiği zorbalık ve yağma tepki
çekiyordu. Buna ek olarak Papa ile yaptığı yazışmalarda Resne kalesini yüz bin
altın karşılığı satmayı teklif ettiği payitahtta duyulmuştu ve Bosna
Beylerbeyliği görevinden alınan Deli Hasan Belgrad’a kaçmıştı. 1606 merkezden
gönderilen Tiryaki Hasan Paşa tarafından Deli Hasan idam edilmiştir.
Bu
isyan ile birlikte Osmanlı Devlet ricali içinde eşkıya liderleri ile siyaseten
yapılacak barış ve devlet kademesinde görevlendirmelerin devlet için faydasız
olduğu inancı artmıştı.
0 Yorumlar